Halillerin Hikayesi: Okuyan Adam Çiftçi Olamaz mı?

Mayıs 27, 2024

İzmir’de bir öğrenci kardeşimle tanıştım. Şanlıurfalı, adı Halil. İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işletme okuyor, Halil’in anlattığına göre, babası Urfa’da kendine göre büyük çapta bir çiftçi. Halil 3. sınıfa geçecek 2024 yaz tatili bitince. Sordum, “Nasıl babanın durumu, neler yapıyor?” diye, “Abi” dedi “Babam buğday, arpa, pamuk bir sürü şey ekiyor, hayvanları da var. Arazileri geniş maşallah”, “Allah kolaylık versin, sen ne yapacaksın peki babanın yanına mı döneceksin?” diye sorunca işler değişti.

-Yok abi ne işim var b.kun çamurun içinde.
-Niye oğlum siz kaç kardeşsiniz kim yapacak babanın işlerini?
-Ablam var abi bir tane o da evli, kimse yapmayacak. Yaşlanınca satarız başka bir şey yaparız.

Bölge insanına nazaran az çocuk yapmış Halil’in babası, kendine göre nedenleri vardır tabii bizi ilgilendirmez ama işi bırakacak kimsesi yok. Neyse devam ediyoruz konuşmaya.

-Güzel kardeşim ne yapmayı planlıyorsun peki?
-Vallahi duruma göre bakacağım abi 2 sene var okulun bitmesine artık sonra bir askerlik ya da bedelli patlatırız. Sonra babadan para isteyip onu sermaye yapıp iş kuracağım.
-Tamam da güzelim ne iş yapacaksın hiç düşünmedin mi?
-Düşünmedim abi, askerde düşünürüz daha çok vakit var.
-Halil, babanın işlerini alsan daha kurumsal hale getirip büyütsen fena olmaz sanki bence sen bunu tekrar düşün. Kıymetli bir iş yapıyor ailen, bunca yılın emeğini mirasını devam ettirmek bir sorumluluk bence.
-Bilmiyorum abi çok yapasım yok. Hele daha vakit var bir bakalım.

………..

Bir ülkenin tarım politikaları, en az para politikası kadar önemlidir. Tarım politikaları ve para politikaları, bir ülkenin ekonomik kalkınmasında kritik bir rol oynar ve birbirleriyle yakından ilişkilidirler. Bu iki politika alanı arasındaki etkileşim, bir ülkenin tarım sektörünün güçlenmesi ve ekonomik istikrarın sağlanması için önemlidir. Güçlü tarım politikaları fiyat stabilitesi ve enflasyon kontrolü sağlanmasına katkı verir, döviz kuru etkisi ile milli paranın güçlü kalmasını sağlar ve temelinde ekonomik büyüme ve kalkınma gerçekleşir.

Tarım politikaları kırsal kalkınmayı teşvik eder. Tarım, genellikle kırsal alanların ana gelir kaynağıdır ve tarım politikaları, kırsal alanlarda yaşayan insanların refahını artırmak için önemli bir araçtır. Tarım politikaları, tarım altyapısını geliştirmek, teknolojiyi yaymak, tarım eğitimine yatırım yapmak ve kırsal pazarlara erişimi artırmak gibi uygulamaları içerebilir. Bu, kırsal bölgelerde yaşayanların gelir düzeyini yükseltir ve kırsaldan kente göçü azaltır.

Bizim ülkemizde hep Hollanda ile Türkiye tarım çıktıları karşılaştırılır. Aynı şeyi güncel rakamları kullanarak burada da söyleyelim. Hollanda yüzölçümü 41.850 kilometre kare, Hollanda’daki ekilebilir tarım arazisi toplamı yaklaşık 10.000 kilometre kare, Türkiye’nin yüzölçümü ise 783.562 kilometre kare ve Türkiye’deki ekilebilir tarım arazisi toplamı yaklaşık 240.000 kilometre kare. 2022 yılı verilerine göre Hollanda’nın tarım ürünleri ihracatı 132.87 milyar dolar seviyesindeyken ithalatı 81.9 milyar dolar. Yine 2022 verilerine göre Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatı 34.2 milyar dolar seviyesindeyken ithalatı 23.2 milyar dolar.  Rakamlara bakınca bizim ülkede bu işi adamakıllı sistematik bir politika ile yapamadığımız belli.

Para ve tarım politikasının birlikte yönetilmesinin en güzel örneğinden birisi Hollandadır. Kendi ürettikleri ürünler dışında ithal edip işleyip ihraç ediyorlar.

Üretim olmazsa sadece ticaret yaparsan da olması gerektiği kadar potansiyelini kullanamaz ve verimli olamazsın. Olmazsa olmaz olan para ve tarım politikalarının birlikte yönetilmesidir.

Aslında benim anlatmak istediğim nokta burası değil. Üzerinde durup düşündüğüm başka mevzuu. Bizde okumuş adam cahilliği var, ben üniversite okudum dönüp tarlayla hayvanla uğraşıp çiftçi mi olacağım anlayışı hakim sanki memleketin gençlerinde. Evet kardeş, gerekiyorsa dönüp çiftçi olacaksın. Dedenin babanın yaptığından daha iyisini yapmayı da şiar edineceksin. Okudun ya, bir fark yaratman lazım değil mi? Avrupa’yı bir kenara bırakın Amerika’ya bakalım. Orada çiftçilik dediğimiz kavram kurumsal bir şekilde işliyor. Okuyan adamlar da tarım yapıyor orada. Şirketleşiyorlar yeni teknolojiler ile çıktıları arttırıyorlar, yeni ürün geliştiriyorlar. Bizde de okumuş adam çiftçi olmaz deniliyor, asıl bu şekilde gelişme olmaz.

Halil gibi arkadaşlarımızın üretime katkı sağlamasına ortam hazırlanması ve psikolojik olarak buna hazır olmaları gerekiyor. Nesilden nesile başarıyla devredilmesi gereken çok temel ve kıymetli bir iş çiftçilik, sadece bu da yetmez çiftçi bir ailesi yada çiftçilik geçmişi olmayan okumuş çiftçilere de ihtiyacımız var.

Neticede gelişmiş ve büyük dediğimiz her ülke tarım ve hayvancılık konusunda kendi sistematiğini iyi kurmuş ve devamlılığını sağlamıştır. Eğitim ve bilimin ışığında yetişen insanlarımızın her konuda olacağı gibi tarım ve hayvancılık konularında da lokomotif olması bunu sağlayacaktır.

“Memleketimiz, şu iki şeyin memleketidir: Biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi yetiştirdik; çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdik; çünkü o topraklara göz diken düşmanlar fazladır. O toprakları sürenler, o toprakları koruyan, hep sizlersiniz. Bundan sonra da daha iyi çiftçi ve daha iyi asker olacağız. Ama bundan sonra asker oluşumuz, artık eskisi gibi başkalarının tutkusu, şan ve şöhreti, keyfi için değil, yalnız ve yalnız bu aziz topraklarımızı korumak içindir.”

Mustafa Kemal ATATÜRK, 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 131)

Alıntı: TamgaTürk

Oyunu Kuran
Kazanır!
koray@korayguzelderen.com

Bu site, Google reCAPTCHA ile korunmaktadır.

© Timuçin Koray Güzelderen. Tüm hakları saklıdır.

Oyunu Kuran
Kazanır!

© Timuçin Koray Güzelderen. Tüm hakları saklıdır.